بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

قَالَ وَمَا عِلۡمِي بِمَا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ ١١٢

(Nuuh): «Benim onların neler yapmakda olduklarına bilgim yokdur» dedi.

– Hasan Basri Çantay

إِنۡ حِسَابُهُمۡ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّيۖ لَوۡ تَشۡعُرُونَ ١١٣

«Onların hesabı Rabbimden başkasına aaid değildir, eğer ince düşünürseniz... »

– Hasan Basri Çantay

وَمَآ أَنَا۠ بِطَارِدِ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ ١١٤

«Ve ben o mü'minleri (sizin hatırınız için) tardedici de değilim».

– Hasan Basri Çantay

إِنۡ أَنَا۠ إِلَّا نَذِيرٞ مُّبِينٞ ١١٥

«Ben (gelecek tehlikelerle) apaçık korkutandan başka (bir kimse) de değilim».

– Hasan Basri Çantay

قَالُواْ لَئِن لَّمۡ تَنتَهِ يَٰنُوحُ لَتَكُونَنَّ مِنَ ٱلۡمَرۡجُومِينَ ١١٦

Dediler ki: «Ey Nuuh, sen (bu dediğinden) vaz geçmezsen muhakkak ki taşlanmışlardan olacaksın».

– Hasan Basri Çantay

قَالَ رَبِّ إِنَّ قَوۡمِي كَذَّبُونِ ١١٧

(Nuuh): «Rabbim, dedi, hakıykat kavmim beni tekzîb etdi».

– Hasan Basri Çantay

فَٱفۡتَحۡ بَيۡنِي وَبَيۡنَهُمۡ فَتۡحٗا وَنَجِّنِي وَمَن مَّعِيَ مِنَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ ١١٨

«Binâen'aleyh benimle onların arasındaki hükmü Sen ver de beni ve berâberimdeki mü'minleri kurtar».

– Hasan Basri Çantay

فَأَنجَيۡنَٰهُ وَمَن مَّعَهُۥ فِي ٱلۡفُلۡكِ ٱلۡمَشۡحُونِ ١١٩

Bunun üzerine biz onu da, beraberinde olanları da o dolu (yüklü) geminin içinde selâmete erdirdik.

– Hasan Basri Çantay

ثُمَّ أَغۡرَقۡنَا بَعۡدُ ٱلۡبَاقِينَ ١٢٠

Sonra arkalarından arta kalanları da (suda) boğduk.

– Hasan Basri Çantay

إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗۖ وَمَا كَانَ أَكۡثَرُهُم مُّؤۡمِنِينَ ١٢١

Şübhe yok ki bunda mutlak bir ibret vardır. (Fakat) onların çoğu îman ediciler değildir.

– Hasan Basri Çantay

وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ ١٢٢

Şübhesiz ki senin Rabbin, elbette O, mutlak gaalibdir, çok esirgeyicidir.

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu